Apraksi, belirli bir düzeye kadar kaslarını ve fiziksel olarak kullanabildiği uzuvlarını hareket ettirme konusunda bir eksikliği olmamasına rağmen beynin merkezi sinir sisteminin etkilenmesiyle beraber birçok temel hareketi yapamaması durumudur.
Apraksili bireyler odaklandıkları hareketin bilincini taşımakta; fakat tam manasıyla yerine getirememektedir. Apraksi vücutta bütünsel düzeyde görülebileceği gibi sadece konuşma apraksisi olarak da görülebilmektedir.
Bir bireyin konuşabilmesi için dilinin olması yeterli değildir. Konuşmak, bir kas hareketi titreşiminden oluşmaktadır. Dolayısıyla kasların kullanılamadığı bir durumda konuşmak da güçleşmektedir.
Bireylerde ortaya çıkan beyin tümörü ile inme ya da felç gibi durumlarda sıklıkla apraksi oluşmaktadır. Apraksi daha çok nörolojik kökenli bir konuşma bozukluğunu ve kasların yetersiz çalışmasıyla koordinasyon kurulmasının zor olduğu durumları ifade etmektedir.
Merkezi sinir sisteminde oluşan hasar vücuttaki kemiklerin ve kasların zayıflamasına neden olmaktadır. Bu çerçevede konuşabilmek için kullanılması gereken kaslarda zayıflık meydana gelmişse konuşma apraksisi oluşmuş demektir.
Apraksiden kaynaklanan dil bozukluğunda özellikle çocuklar kendini ifade etmede güçlük çekerler, yeterli kelimeden oluşan cümleler kurmak yerine tek ya da çift kelimeden oluşmuş cümleler kurarlar, cümlelerin genel olarak bir anlam bütünlüğü yoktur. Ancak apraksiden kaynaklanan konuşma bozukluğunda ise kullanılan kelimelerin formu değiştirilerek kullanılır.
Apraksi, beynin konuşma ile ilgili olan bölgesi hasar aldıktan sonra beynin konuşmaya yönelik komut vermesine rağmen konuşmayı sağlayacak olan kasların tam manasıyla etkili olamaması sonucu oluşan bir konuşma bozukluğudur.
Burada beyin konuşma için komut vermektedir; fakat konuşma için komut alan ağızdaki dil, damak, diş ve dudak koordineli bir şekilde çalışmamaktadır. Apraksili bireylerde sadece kelime bazında problemler değil harfleri yani sesleri söylemede dahi güçlükler yaşanmaktadır. Nitekim apraksi bu yönüyle afazi ile ortaklaşmaktadır.
Apraksi gelişim çağında olan bireylerde konuşmada sapmalar meydana getirmekte ve konuşmayı geciktirmektedir. Sözcük sayısı arttıkça kurulan cümlelerde sapmalar da artmaktadır. Beynin sinir sistemi her ne kadar da konuşma için yeterli zemini sağlamasa dahi bireylerin bu noktada anlama kabiliyetlerinde bir körelme söz konusu olmamaktadır.
Apraksi bireylerin konuşma gücünü anlama yetisine göre daha fazla etkilemektedir. Apraksi konuşma bozukluğunda birey konuşma bozukluğunun farkında ve bilincindedir. Bundan dolayı da konuşmanın niteliğini artırmak için bireysel çabalar sarf etmektedir. Kullanılan kelimeler arasında uzun soluklu duraksamalar görülmektedir. Apraksi günden güne artmakta ve etki gücünü otizmli bireyler üzerinde hissettirir. Apraksi sadece kendini konuşmada değil yürüme, kol-bacak hareketlerinde ve eklemlerin zayıflığında da göstermektedir.
Apraksi sadece beynin hasar görmesiyle oluşan bir dil ve konuşma bozukluğu değildir. Apraksi yetişkinlerde daha farklı seyretmektedir. Özellikle de konuşmanın kazanılmasından sonra da açığa çıkar. Apraksiden kaynaklanan dil ve konuşma bozukluğunun düzeltilmesi de yine dil ve konuşma bozuklukları uzmanının plan ve gözetiminde gerçekleşmektedir. Gerekli görüldüğü noktalarda ise tıbbi ve sosyal destekler alınabilmektedir.